KORONAVİRÜS – İŞÇİ VE İŞVEREN İLİŞKİSİ

ileadmin

KORONAVİRÜS – İŞÇİ VE İŞVEREN İLİŞKİSİ

KORONAVİRÜS – İŞÇİ VE İŞVEREN İLİŞKİSİ

Önlemler Kapsamında Devlet Tarafından Kapatılan ya da Kendi İsteğiyle Kapatan veya Evden Çalışma Düzenine Geçen İşyerleri, Çalışanlarını Ücretli ya da Ücretsiz İzne Çıkarabilir Mi?

Ücretsiz izin, işçi ile işveren arasında anlaşmaya bağlı olup, her iki taraf da kabul ederse çalışanlar ücretsiz izne çıkartılabilir.

Ücretli iznin ise kullanılacağı zamanın tespiti işverenin yönetim yetkisi dâhilindedir. Ancak işverenlerin bu yetkilerini kullanırken dürüstlük kuralına uygun davranması ve eşitlik ilkesine uyması beklenir.

Bu sebeple Koronavirüs salgını sırasında işverenlerin; önceden bildirmek, adil davranmak ve eşit bir şekilde uygulamak şartı ile çalışanlarını ücretli izne çıkartabileceklerini düşünüyorum.

Ancak uygulamadakinin aksine yasalarımızda eksi izin bakiyesi (avans yıllık izin kullanımı) uygulaması olmadığını hatırlatmak ve hakkı olmadığı halde kullandırılan izinlerin iş akdinin feshinde mahsup edilmeyeceğini de belirtmek isterim.

Önlemler Kapsamında Devlet Tarafından Kapatılan ya da Kendi İsteğiyle Kapatan İşyerleri, Çalışanların Maaşlarını Ödeyecek Mi?

4857 sayılı Yasanın 24’üncü maddesine göre, işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa işçinin iş akdini feshetmeye hakkı vardır.

Ancak yine aynı Yasanın 40’ıncı maddesine göre bu bir haftalık süre içerisinde işverenin her gün için yarım ücret ödeme hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Sürenin bir haftayı aştığı durumlarda işverenin ücret ödeme yükümlülüğü kalmayacaktır. Ancak işçinin de sözleşmesini haklı sebeple feshedip kıdem tazminatı almaya hakkı doğacaktır.

Bu durumda işverenin sözleşmeyi haklı sebeple feshetme hakkı yoktur. İşveren ancak sokağa çıkma yasağı ilan edilirse veya işçinin yaşadığı veya işyerinin bulunduğu yer bir haftadan uzun bir süre karantina altına alınırsa iş sözleşmesini haklı sebeple feshedebilir. Böyle bir durum yoksa işveren ancak feshin son çare olması halinde (birikmiş yıllık izin teklifi, aksi halde ücretsiz izin teklifi, başka bir işyeri varsa orada görevlendirme imkânı vb.) iş akdini kıdem ve ihbar tazminatını ödeyerek geçerli sebeple feshedebilir.

Evden Çalışma Sistemine Geçilebilir Mi?

Evden çalışma sistemine geçici süre ile geçmek, 4857 sayılı Yasanın 22’nci maddesi kapsamında bir esaslı değişiklik olarak görülebilir ve çalışanların bu değişikliğe izin vermesinin gerektiği ileri sürülebilir. Yazılı izni olmayan çalışanların iş akitlerini feshedebileceği veya değişikliği kabul etmeyeceği de değerlendirilebilir.

Ancak bize göre çalışma koşullarında insan sağlığı gerekçe gösterilerek yapılacak geçici bir değişikliğin esaslı değişiklik olarak kabulü mümkün değildir. Aynı zamanda çalışanlar açısından iş koşullarında aleyhe bir durum yaratmıyorsa çalışanın bu değişikliği kabul etmemesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu da ileri sürülebilir.

Bu sebeple çalışanların ücretlerinde, haklarında ve pozisyonlarında değişiklik yapmaksızın geçici süre ile evden çalışma sistemine yazılı muvafakate gerek olmadan geçilebileceğini ve çalışanların da bu karara itiraz haklarının bulunmadığını düşünüyoruz.

Bu doğrultuda işverenler; yapılacak değişikliği, değişikliğin hangi iş ve pozisyonları kapsadığını ve süresini açık bir şekilde ilan etmeli ve evden çalışma sistemine geçiş aşamasında aynı durumdaki pozisyonlar arasında eşitliğe aykırı düzenlemelerde bulunmamalıdır.

İşyerinde Koronavirüs Bulaşması Bir Meslek Hastalığı Mıdır? İşverenin Sorumluluğu Nedir?

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre çalışanın işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik hallerine meslek hastalığı denilmektedir. Meslek hastalıkları SGK tarafından “D- Mesleki Bulaşıcı Hastalıklar” olarak sınıflandırılmış olup, bu sınıflandırmanın içinde koronavirüs veya benzeri başka bir hastalık yoktur. Bu sebeple yasal tanıma uysa da kavramsal bir şekilde koronavirüsün meslek hastalığı sınıfına dâhil etmek kolay değildir.

Ayrıca Koronavirüsün bulaşıcılığının çok yüksek olduğu dikkate alındığında bu virüse işyeri dışında maruz kalındığı da işverenlerce kolaylıkla ileri sürülebilecektir.

Ancak işyerinde birden fazla çalışanın benzer zamanlarda koronavirüs kaynaklı hastalığa yakalanması, iş koşullarının işin yürütümüne uygun olmadığı, işverenin bulaşıcılığı engellemek için gerekli önlemleri almadığının kanıtı olarak gösterilebilir. Bu durumda idari ve yargı organları tarafından işyeri ve çalışma koşullarının denetlenmesinin ardından işverenin sorumlu olduğu yönünde sonuç ortaya çıkabilir.

Korona Günlerinde Arabuluculuk

  • Devam etmekte olan arabuluculuk süreçleri nasıl bitirilecek? Uygulama nasıl gelişmektedir?

Online arabuluculuk (uygulamadaki karşılığı, telekonferans) zaten arabulucuların ve taraf vekillerinin yabancı olmadığı bir yöntemdir. Online arabuluculuğu elbette tercih etmiyoruz ancak bugünlerde yapılacak en iyi seçenek budur. Arabuluculuk Daire Başkanlığı da arabuluculara bu konuda tavsiye mesajı göndermiştir. Tavsiyede dava şartı arabuluculuklarda oturumların sürenin sonuna doğru verilmesi ve arabulucuların online arabuluculuğu tercih etmeleri yer alıyordu. Bu süreçte sürelerin kullanılması ve arabuluculuk yönteminin bu şekilde olması hem tarafları hem taraf vekillerini hem de arabulucuları olası bir virüs ihtimalinden koruyacaktır. Taraflar aynı şehirde olsa dahi, bir tarafın dahi yüz yüze toplantı istememesi durumunda arabulucuların, tarafların ve vekillerin buna hassasiyet göstermesi gerekir.

  • Online (Telekonferans) ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinde imzalar nasıl tamamlanır?

Bu konuyu tarafların asil ya da vekil olmalarına göre değerlendirebiliriz. Eğer toplantıya avukatlar katılmış ise tüm avukatlarda e-imza bulunduğu için son tutanağı ve/veya anlaşma tutanağını, arabulucu, UDF formatında hazırlayıp önce kendisi imzalamalı sonra sırasıyla taraf vekillerine mail ile gönderip yine aynı belgeye atacakları e-imza ile imzaları tamamlamalıdır.

Eğer bir taraf dahi asil ise asillerin e-imza kullanma ihtimali çok düşüktür. Böyle bir durumda eğer imzalanması gereken yalnızca son tutanak ise arabulucu mevzuattan kaynaklanan yetkisini kullanıp, durumu tutanağa açıkça yazarak tutanağı yalnızca kendisi ya da e-imza ile imza atabilecek taraf ile imzalayabilir. Bir diğer ihtimal ise taraftan imzayı belli kargo şirketlerinin hizmet verdiği, evde kimlik ibrazı sonrası imza attırılması olabilir ki bu uygulaması zahmetli ve pahalı bir yöntemdir. Ancak ortada anlaşma varsa taraf asilin mutlaka imzası gerektiğinden bu yöntem uygulanabilir.

Yöntemini tarafların belirleyebildiği esnek bir süreç olan arabuluculuğun, şekil şartlarına boğulması arabuluculuğun özüne aykırıdır.

Bu bağlamda, toplum sağlığı için evde kalmanın önemini hatırlatarak sağlıcakla kalmanızı temenni ediyorum.

Yazar hakkında

admin administrator

Bir cevap yazın